Kimin Rüyasına Gireyim by H. Z. Alp - HTML preview

PLEASE NOTE: This is an HTML preview only and some elements such as links or page numbers may be incorrect.
Download the book in PDF, ePub for a complete version.

6. Başka bir deneyim

Hayattayken bir araştırma, bir deney peşindeydim. Bu araştırmada cevabını aradığım soru şu idi: Eğer uygun şartlar oluşturulursa, beden üzerine yoğunlaştırılan ve çeşitli filtrelerden geçirilerek belirli bir radyal hareket ile kendi ekseni etrafından dönmekte olan insan bedenine uygulanacak bir manyetik alan insan bedeninin fizyolojik davranışları ve beyinsel fonksiyonları üzerine nasıl bir etki ederdi? Yani hareket fonksiyonları, düşünme, uyku hali, hayal kurma, yaratıcılık gibi etkinliklere etkisi olur muydu? Olursa bu etkiyi güçlendirici, katalizör görevi görecek başka faktörleri dışarıdan, beden dışından uygulayarak, daha canlı hale getirici yapabilir miydik?

Bu amaçla araştırma için evimizin bodrumunda bir köşeyi seçmiştim. Bir dizi hazırlık yapmak gerekiyordu. Güçlü mıknatıslar manyetik alan kaynağı olarak kullanılabilirdi. Ancak elektromanyetizma yani elektriksel kökenli mıknatıslanmadan da yararlanabilirdim. Bunun için silindirik tüpün etrafını saracak sargılar ve mıknatıslanma oluşumu için demir plakalara da ihtiyaç vardı. Düzeneğin etrafından farklı açılarla dönebilecek, üzerleri delikli silindirik ızgaralar ve bunları harekete geçirici düzeneklere ihtiyaç vardı. Bunların her biri istenilen yönlerde, istenilen hızlarda dönüşe imkân verebilir olacaktı.

Bu delikli, birkaç katman halinde olacak silindirik ızgaralar ile silindirin iç kısmından yer alacak insan bedeninin üzerine gelecek manyetik enerjinin miktarı azaltılıp, çoğaltılabilecekti.

Bu düşünce mühendislik eğitimi sırasında elektronik sinyal yükselteci olarak tüplü yükselteçlerin kullanıldığını öğrendiğim sırada aklıma gelmişti. Elektrik sinyallerinin yükseltilmesi için halk arasında lambalı yükselteç tabir edilen vakum tüplerin muhtelif türleri kullanılabiliyorsa, manyetik alanın kontrollü bir şekilde güçlendirilebilmesi ve daha yüksek mertebede manyetik modülasyonlara izin verecek doğrusal olmayan çalışma karakteristiklerinden niye yararlanılmasın?

Mesela tüp teknolojisinde diyod, triyod, tetrod, pentod adı verilen iki, üç, dört, beş öğeli elektronik bileşenler farklı maksatlar için kullanılabiliyordu. Temelde elektrik sinyalinin denetlenebilmesi amacı yatıyordu.

Ancak durumun karmaşıklığı gözümü yıldırıyordu. Bazen her şeyi olduğu gibi bırakıyor, projede hiç bir ilerleme kat edemiyordum. Bu Elektrik sinyalinin denetlenmesini nasıl gerçekleştirecektim?

Zihnim, bu yoğun düşüncelerle dolu halde bir yerde uyuyup, kalmışım. Kendimi yatakta bulduğumda bunun bir rüya mı yoksa uyanıklık durumu mu olduğunu tam anlayamadım. Ancak şöyle tuhaf bir şey yaşamıştım.

Kendimi, yani Hasan Zeki'yi rüyamda gördüm. Tam karşımda duruyordu. Ancak rüya bile olsa bir tuhaflık vardı. Rüyamdaki benin bir cismi yok gibiydi. Sanki mukavvadan

kesilmiş bir kopyam gibiydi. Üzerinde bembeyaz bir giysi vardı. Kafasının bulunduğu yerde bulutumsu, plazma gibi bir madde vardı ancak sureti bana benziyordu. Diğer vücut azalarının, tıbbi deyimle ekstremitelerinin ise sanki saydam gibi bir görünümü vardı. Uzansam karşımda duran Ben'in içerisinden geçebilecekmişim gibi hissettim. Öylesine ince bir yapısı, görünümü vardı.

Bana şöyle hitap etti: "Korkma Hasan Zeki, benim, ben... Yani karşında gördüğün aslında Sen'sin Sen...

"Ben başka bir âlemdeyim şu an. Kendimin önceki halini merak etmiştim. Şimdi Senin karşındayım. Denk gelen bu zaman-mekân ikilisinde demek ki sen hayattasın daha.

"Çalışmaların ne âlemde? Bunlara devam et."

Kendimin bana bu şekilde hitap etmesi ve sanki projemden haberdar gibi bunlara devam etmemi istemesi bir işaret miydi? Çalışmalarıma devam etmem için kendi kendime verdiğim bir kararlılık nişanesi olarak mı bu rüyası görmüştüm? Tam anlayamadım, ancak kıpır kıpır hareketten sonra gözlerimi açıverdim ve kendimi yatakta buldum.

Çalışmalarımı sürdürmeye karar verdim. Çözmem gereken "Manyetik Tüp" konusu idi. "Manyetik tüp" araştırmamın merkezi haline gelmişti. Burada kullanılacak olan ızgaralar denetleme unsuru olarak iş görecek, asıl manyetik alan kaynağı sargı ve mıknatıslardan gelecekti.

Uygulanacak manyetik alan üzerine çok çeşitli olayları bindirebilir, bunların etkisine bakabilirdim.

Kutsal kitabımızın sırlarla, hikmetlerle dolu olduğunu biliyordum. Karakter tarayıcı ve tilavet biçimlerini eş zamanlı olarak bilgisayar ortamına geçirmiştim. Neticede Kuran'ı Kerim'in ilk suresinden son suresine kadar tüm ayetler hem yazılı hem de işitsel olarak eş zamanlı biçimde dijital ortamda yer alıyordu. İstediğim herhangi bir sûre ve ayeti numarasına göre kodlayarak erişebiliyordum. Bu erişim ile elde edilen dijital veri ak ışını elektriksel sinyaller halinde elde edebiliyordum.

İşte manyetik alanın üzerine bu elektriksel sinyalleri bindirip, bunları deneyimde kullanacaktım. Tabi bu araştırma ve deney şimdilik insanların tepkisini çekmemek için gizli kalacaktı.

Aslında yakınlarım, evimizin bodrumunda bir takım araştırmalar, bir dizi deneyler yaptığımdan haberdardılar, ancak konunun detayını bilmiyorlardı ve böyle bir şeyi de henüz onlara açıklamak istemiyordum.

Hazırlıklarım tamam gibiydi. Tamamladığım her bir öğeyi tekrar tekrar test ediyordum.    Uygulamayı

başlatmadan önce bir sorun çıkmasını istemiyordum. Deneyde kendimi kullanacaktım. Bunun için işlevleri başlatacak ve durduracak bir el kumandası da tasarlamam gerekiyordu. Uygulanan manyetik alanı    başlatacak,

durduracak, manyetik alanın şiddetini artıracak veya azaltacak silindirlerin dönüş yönü ve hızının denetimi, manyetik alanın etkileneceği sinyalin seçimi, vs. gibi...

Manyetik alanın etkileneceği sinyal seçimi biraz karmaşık bir konu idi. Kur'an ayetlerinin karakter tarama ve tilavet (sesli) bilgilerinin dijital ortama aktarıldığı durumdaki mahiyetleri elektriksel idi. Bunların bir şekilde manyetik enerjiye dönüştürülmeleri ve bu manyetik enerjinin ancak bu şekilde elektromıknatıslar üzerine bindirilmesi mümkün olabilecekti. Hazırladığım düzenek çok hassas sayılmazdı ancak kısa süreli elektriksel sinyallerde iyi netice veriyordu. Bunu kullanabilirdim.

Deney günü gelip çatmıştı. Ruhsal durumumu bir kez daha test etmek için Kehf suresini, bilhassa 9. ayetinden itibaren defalarca okuyup, huşu içerisinde çeşitli makamlardaki tilavetini dinlerken ruh hali olarak anlatılanı ne dereceye kadar hayal edebileceğimi, ne derece gözümün önüne getirebileceğimi bir kez daha sınadım.

Ancak yedi uyurları ve kıtmiri gözümün önüne getirebiliyor, mağarayı ve başka hiçbir ayrıntı gözümün önüne gelmiyordu. Zaten ayette de başka bir ayrıntı yoktu. Onlarının sayısının bile doğru olarak ancak Allah-ü Teâla tarafından bilindiği anlatılıyordu. Özetle hayalimdeki, gözümün önüne getirebildiğim ancak bu kadar idi.

O gün aygıtları teker teker kontrolden geçirdim. Sonra abdest alıp, deney silindirimin içerisine girdim. En merkezdeki silindiri harekete geçirdim. Başlangıçta düşük hızlarla test ettim ve merkezkaç kuvvete dayanabileceğim bir hıza kadar çıkardım. Bu arada ana manyetik besleyiciyi çalıştırdım ve sinyal yükseltilmesini denetleyen delikli silindirlerden birini de harekete geçirdim.

Bunun etkisini sizlere anlatmak istiyorum. Mıknatıs alanı şiddetlendikçe, yani ben onu elimdeki kumanda ile arttırdıkça beynimde hayal ettiğim şeyler silindirin açısal dönüş hızında, o frekansta salınmaya titreşim yapmaya başladı. Bu, düz huzmelerle yayılan, ilerleyen ışık ışınlarının kutuplara yakın bölgelerde "Aurora Borealis" tabir edilen, Güneşteki manyetik fırtınalardan dolayı oluşan kuzey ışıklarındaki dalgalanmalara benziyordu. Ama hayal ettiğim belirli bir tema olmadığında bu dalgalanma renksizleşiyor, algılanması güç oluyordu.

Tam bu an, manyetik modülasyon tabir edilen etkileşim bindirimini başlatmanın sırasıydı. Dijital ortamdaki Kur'an ayetlerinden 18.9 ~ 18.22:: kodlamasını girdim. Elektriksel sinyaller haline gelmiş harfler, üstün, esre, ötre, cezzim, şedde bilgileri, tilavet vokal etkileri dönüştürücüden geçip manyetik etki haline gelerek elektro m ıknatıs düzeneğinde manyetik enerji şeklinde anodunu kendi bedenimin oluşturduğu pentod tüpü içerisinde bana, bedenime, zihnime işlemeye başladı.

Çok heyecanlanmıştım. Hem etkisini çok merak ediyordum, hem de biraz tedirginlik yaşıyordum. Oluşabilecek arttırılmış manyetik animasyon gerçekliğinin derecesin ne olacağını, sınırlarının ne olduğunu bilmiyordum. Ancak çok merak ediyordum, bunu denemezlik edemezdim.

Delikli ızgaralara gelen modüleli Kehf suresi manyetik bilgilerini kafamın içerisinde şöyle bir canlandırma oluşturdu. O mağaranın içerisinde idim. Sanki 3-B bir filmi

izler gibi etrafıma bakındıkça mağaranın içerisindekiler teker teker görüş alanımın içerisine girmeye başladı. Önce kıtmir denilen köpekçiği gördüm. Aman Allah'ım! Tıpkı ayetlerde anlatıldığı gibi uzanmış, ön patilerini birbirine paralel uzatmış, kafasını da patilerinin üzerine yere uzanmış yatıyordu. "Sübhanallah-i ve bihamdihî, Sübhanallahül azîm" dudaklarımdan dökülüverdi.

Etrafı gezindikçe, uyurları teker teker gördüm. Kim mağaranın bir köşesinde tek başına, kimi iki üçü bir arada idi. Ancak şunu fark ettim ki, kafamı her çevirip bakışımda sayıları sanki farklı gibiydi. Buradan da ayette anlatıldığı gibi "gerçekte kaç kişi olduklarını ancak Allah'ın (c.c.) bildiğini" anladım.

Gördüğüm başka bir ayrıntı ise, uyuyanların bir o yana, bir bu yana kendiliklerinden döndürüldükleri idi. Zaman zaman üzerlerine mağarada olmalarına rağmen güneş ışınlarından bir demedin geldiğini de fark ettim. O mağarada dolaşan ben miydim? O mağaraya nasıl gelmiştim. Bu bir hayal miydi? O kadar canlı ve belirgin ki, nasıl hayal denebilir, bilmiyorum.

Elimdeki kumandanın manyetik etki azaltıcı ve silindir radyal dönüşü yavaşlatıcı düğmelerine bastım. Yaşadığım bu deneyimi kayd ını ölümsüzleştirmek için can atıyordum.

Deney tüpümden çıktığımda kayıtları bir kez daha kontrol ettim. 3-Boyutlu holografik kaydı tekrar oynatırken yaşadıklarımı sanki bir kez daha yaşıyormuş hissine kapıldım.